Ay’ın Yakın ve Uzak Yüzü Arasındaki Temel Farklılıklar Ortaya Çıktı
Elde edilen verilere göre, Ay’ın Dünya’ya bakan “yakın yüzü” ile arka planda kalan “uzak yüzü” arasında önemli farklar bulunmaktadır. Yakın yüz, lavla kaplı geniş düzlüklerden oluşurken; uzak yüz ise daha engebeli ve yapısal olarak daha sert bir yapıya sahiptir.
Araştırmalar, iki ila üç milyar yıl önce gerçekleşen volkanik faaliyetlerin, radyoaktif elementlerin Ay’ın iç yapısında dengesiz bir şekilde dağılmasına neden olduğuna dair güçlü kanıtlara işaret etmektedir.
Güneş Sistemi Dinamikleri Grubu yöneticisi Ryan Park, yapılan çalışmalar sonucunda “Ay’ın yakın tarafının uzak tarafa göre daha fazla esnediğini” belirlediklerini ve bu esneklik farkının, Ay’ın iç yapısının temelde farklı olduğunu gösterdiğini açıkladı.
Yerçekimi verileri, 2011–2012 yıllarında Ay’ın yörüngesinde dönen GRAIL görevi kapsamında Ebb ve Flow adlı iki uzay aracıyla toplandı. Bilim insanları, bu verilerle Ay’ın bugüne kadar oluşturulan en detaylı yerçekimi haritasını çıkardı.
Ryan Park’ın ifadesine göre, elde edilen sonuçlar ilk başta o kadar şaşırtıcıydı ki, hesaplamalar defalarca tekrarlandı ve bu süreç toplamda 10 yıl sürdü.
Yapılan yeni modelleme çalışmaları, Ay’ın Dünya’nın kütleçekimi nedeniyle nasıl esnediğini de açık bir şekilde göstermektedir. Ay, Dünya’daki gelgitlere benzer şekilde etkilenirken, Dünya da Ay’da benzer bir çekim etkisi oluşturmaktadır.
Aynı teknik daha önce asteroid Vesta üzerinde uygulanmış ve Vesta’nın beklenenden daha küçük ya da hiçbir çekirdeği olmayabileceği gösterilmişti. Ayrıca Jüpiter’in volkanik uydusu Io’nun magma okyanusuna sahip olma ihtimali de bu yöntemle zayıf bulunmuştu.
Ryan Park, “Yerçekimi, bir gökcisminin iç yapısını anlamamıza yüzeye ihtiyaç duymadan eşsiz bir bakış açısı sağlıyor” diyerek, bu yöntemin gezegenlerin keşfinde ne kadar değerli olduğunu vurguladı.