MUSA CAN ÇAYAN- 1980’li yılların İstanbul’unda geçen ve dönemin buhranlı zamanlarını izleyiciye tüm gerçekçiliğiyle yansıtan Dilek Taşı, 17’inci bölümüyle ekrana geldi. İzleyenleri geçmişe götüren ve o dönemde yaşanan siyasi olayları, savrulan hayatları anlatan diziden öne çıkanlar şu şekilde:
‘BENİ ÖLDÜR DİYE YALVARACAKSIN’
Dündar, adamlarına aldırdığı Kenan’ın tehdidini görmezden gelmedi. Kenan’a arkadaşını aramasını söyleyerek, “Eğer arkadaşın mektubu Rona’lara ulaştırdıysa Rühan Hanım çok ağır durumda kalır. Bunun da bedeli ağır olur. Bu gece senin için çok uzun ve acı dolu geçecek. Sabah olduğunda hala hayattaysan Dündar beni öldür diye yalvalaracaksın, ben ne diyeceğim, tabi Kenan seve seve diyeceğim.”dedi.
BALIKÇI MUSTAFA İLE FİGEN’İ KURTARDI
Figen, Mustafa’yı kurtdardıktan sonra tekneyle kaza yapmışlar ve denize düşmüşler. Mustafa, Aziz Baran’ın ismini sayıklayınca onları kurtaran balıkçı Aziz Baran’ı arayarak ona ulaştı ve Mustafa’nın sırtından iki kurşun çıkarttığını, bacağından da yaralandığını ifade etti.
POLİSLER RONA’LARIN EVİNDE
Polisler Rona’ların evine gelerek Harun Rona’ya ait aracın balıkçı barınağı yanında bulunduğu, güvenlik görevlisinin ifadeleriyle arabanın yanında yaralı adam ve bir kız olduğunu, tekneye binip açıldıdıklarını ve kayalıklara çarparak kaza yaptıklarını ve onlardan ümidi bir yerde kesmiş olduğunu ifade etti. Asuman’ın çığlıkları tüm eve yayıldı. Herkes Asuman’ı sakinleştirmek için emek sarf etti.
HARUN, ALPARSLAN’LA GÖRÜŞTÜ
Alparsan, Harun neler olduğunu sordu. Harun’da ‘Bende şimdi sana soracaktım, Neler oluyor? Senin Mustafa’yı kurşunlamışlar, yanında da benim hizmetçinin kızı varmış. Alparslan, ‘Hadi anarşistler anlıyorum ama onlar da bir hayal dünyasında kendilerini bir dev aynasında görüyorlar. Devletide bir kağıttan kaplan sanıyorlar.’ diyerek Harun’a onunda öyle düşünüp düşünmediğini sordu. Harun da öyle olmadığını söyleyerek neden böyle düşündüğünü merak etti. Alparslan, ‘Devletin haberi olmadan yaprak kıpırdamaz, herşeyden haberimiz olur. Sadece doğru zamanı bekleriz, doğru adımı atmak için ifadelerini kullandı. Mustafa’ya sıkanın Kemal olduğunu açıkladı.
DÜNDAR MENEMEN YAPTI
Rüçhan, Dündar’ı ziyaret etmek için yanına geldi. Dündar’ı ararken tüm odaları geziyordu ki Dündar onu fark etti. Dündar, Rüçhan’a menemen yaptı. Efkan eve geldiğinde babasının ziyaretçisi olduğunu öğrenince yoluna devam etti.
ASUMAN’DAN ZEHİR ZEMBEREK SÖZLER
Mustafa, Harun’la görüşmek için köşke geldi. Asuman yanına gelerek tekrardan kızından uzak kalmasını söyleydi. Mustafa’ya kızını sevip sevmediğini sorduktan sonra “Cemre bir gün karşına geçse, baba ben katil, dul, işsiz güçsüz’ birisiyle evleniyorum derse ne dersin” ifadelerini kullandı.
MUSTAFA KIZINI KÖŞKTEN ALDI
Mustafa, Harun’dan izin alarak kızını yanına alacağını söyledi. Figen’le vakit geçiren Cemre’yi almaya çalıştı. Figen izin vermedi, Mustafa, Aziz Baran’ın yanına götüreceğini söyledi. Mustafa zorla Figen’in yanından Cemre’yi alırken Figen ikna çabalarını sürdürmeye devam etti.
‘BABAANNE SENCE BEN KÖTÜ BİR EVLAT MIYIM?’
Macide torunu Sinan’la vakit geçiriyordu. Sinan babaannesine, ‘Babaanne Cemre geçende babasını özlediğini söyledi. Ben babamı özlemiyorum. Sence ben kötü bir evlat mıyım?’ diye sordu.
‘KOVMAYA DOYMADINIZ BENİ’
Aras köşke geldi. Harun ve Macide ile konuşurken, “Babam benden utanıyor, karım bana üzülüyor, kızım bana acıyor. Kovmaya doymadınız ya beni” dedi. Harun’da “Sahip olamadığın her yerden kovulursun. Ya adam ol ya da defol.” cevabını verdi.
HARUN’UN SÖZLERİ MACİDE’Yİ KIZDIRDI
Harun, çok büyük bir reklam işi aldıklarını söyledi. Bu işi yönlendirenin de Dündar olduğunu ifade etti. Macide, ‘Manyak oğlundan kurtulduk sıra babasına mı geldi’ diyerek öfkelendi. Harun, Asuman’a kızlarını çağırtarak masada iş konuşacaklarını ifade etti.
KENAN ODADA GİZLENDİ
Rüçhan her şeyden habersiz kızının odasına geldi. Sevda ve Kenan ne yapacağını ilkten bilemedi. Sonrasında Kenan odada bir yere saklandı. Rüçhan kızıyla konuştuktan sonra odadan ayrıldı.
MACİDE MASADA GERGİNLİK YARATTI
Harun, Ebru ve Figen ile iş konuşurken yemek masasında Macide, Asuman’ı yanına çağırdı. Dergilerini sorduktan sonra Asuman’dan Figen’in çayını tazelemesini istedi. Asuman ‘Ben kızıma çay koymaktan gurur duyarım’ derken Figen bunu kabul etmeyerek Asuman’a yapmamasını söyledi.
FİGEN HER ŞEYİ ÖĞRENDİ
Dündar, Rona’ların köşküne ziyarete geldi. Harun’la görüşürken Aras’da aşağıya indi. Dündar’a paltosuz gezmemesini tavsiye ederek imada bulundu. Rüçhan’ı öpmek isterken Rüçhan onu uzaklaştırmaya çalıştı. Harun kolundan tutarak uzaklaştırmak isterken Aras daha çok sinirlendi. Figen ve Ebru tam olarak gitmek üzereydi ki Aras onlarada engel oldu, ‘Bu söyleyeceklerim en çok seni ilgilendiriyor. Bu kardeşine inan’ dedi. Harun tekrardan uyarırken Aras, ‘Figen canım kardeşim, sen benim kızım değilsin. Sen Harun Rona’nın kızısın’ diyerek her şeyi itiraf etti. Aras, ‘Ben Harun Rona’nın günahlarının dilsiz tarafıyım’ diye bağırığ öfkesini sustu. Figen, Harun’a doğru olup olmadığını sorarken de araya Aras girerek, ‘Neden babanın kirli ellerini öpmüyorsun Figen’ dedi. Figen’Kendi günahlarını kendi oğlunun boynuna asacak kadar iğrençsin, benim tek bir babam vardı o da öldü. Sen bırak benim babam olmayı benim düşmanım bile olamazsın. Buna bile layık değilsin’ dedikten sonra kardeşiyle beraber köşkten ayrıldı.
DAVETSİZ MİSAFİR
Köşkte sular durulmazken davetsiz misafir çıka geldi. Köşke gelenin Figen’in annesi Fatma olduğu anlaşıldı. Macide, ‘Sen nereden çıktın’ diye sordu. Fatma, ‘Gömmeye çalıştığınız yerden’ cevabını verdi. Macide’de daha da çok sinirlenerek ‘Seni de öldürmeyeliydik’ dedi. Harun, Fatma’ya ne istediğini sordu. Fatma’da ‘Ben senden hiçbir şey istemiyorum ölmen dışında diyerek silah doğrulttu. Harun’a ateş etti. Harun kanlar içinde yere yığıldı.