Sıcağa karşı gizli silahımız
İnsan vücudu, termoregülasyon sistemi vücut ısısını 37°C civarında sabit tutan gelişmiş bir makinedir. Çevremizdeki dünya ısındığında vücut, kişisel soğutma sistemimiz olan ter salgılayarak uyum sağlar. Peki ya dışarısı çok sıcaksa ter yeterince buharlaşamıyorsa?
Madalyonun iki yüzü
Bazı bilimsel çalışmalara göre, insan vücudu 60 °C’ye kadar bir sıcaklığa dayanabilir, ancak düşük nem varsayıldığında bu sadece kısa bir süre için mümkündür. Bunun nedeni, düşük nemde terimizin etkili bir şekilde buharlaşarak bizi serinletebilmesidir. Ancak nem arttığında vücudumuz teri o kadar verimli bir şekilde buharlaştıramaz ve bu da aşırı ısınma riskine yol açar. Ve bu sadece sıcaklıkla ilgili değil aynı zamanda nemle de ilgilidir. Aşırı koşullarda temel gösterge, sıcaklık ve nemi birleştiren “ıslak termometre sıcaklığı” olarak adlandırılan değerdir.
Deneysel bir bilgi yolculuğu
Penn State Üniversitesi’nden bilim adamları, hangi sıcaklık ve nem kombinasyonlarının insanlar için tehlikeli hale geldiğini bulmak için bir dizi deney gerçekleştirdi. Deneylerden biri, katılımcıların kontrollü bir ortamda değişen sıcaklıklara ve neme maruz kalırken çekirdek vücut sıcaklıklarını izlemek için küçük telemetri haplarını yutmasını içeriyordu.
İnsanlar bilim adamlarının düşündüğü kadar ısıyı kaldıramayabilir
Bu deneyler, vücudun çekirdek sıcaklığının yükselmeye başladığı eşiğin, %100 nemde tahmin edilen 35°C’den daha düşük olduğunu ortaya çıkardı. Araştırma sonuçları, gerçek “kritik sınırın” 31°C’lik ıslak termometre sıcaklığı olduğunu göstermektedir; bu, örneğin %100 nemde 31°C’ye veya %60 nemde 38°C’ye karşılık gelir.
Daha yüksek risk grubu
Bu sınırların genç ve sağlıklı bireyler için belirlendiğini belirtmekte fayda var. Yaşlılar ve kronik hastalıkları olanlar için düşük sıcaklıklar ve nem zorlayıcı olabilir ve sağlıklarını riske atabilir. Peki bu geleceğimiz açısından ne anlama geliyor? İklim değiştikçe iklimimiz de değişiyor ve aşırı sıcak hava dalgaları daha sık görülüyor. Bu, biyolojik sınırlarımızı aşan sıcaklık ve nemle uğraşma olasılığımızın daha yüksek olduğu anlamına geliyor.
Vücudumuz son derece dayanıklı olsa da araştırmalar onların da sınırlarının olduğunu gösteriyor. Sıcaklıklar arttıkça önceliğimiz nasıl uyum sağlayacağımızı öğrenmek ve iklim değişikliğinin sağlığımız ve çevre üzerindeki etkilerini en aza indirmenin yollarını bulmak olmalı. Sonuçta, aşırı sıcakta hayatta kalma durumunda, nemin her derecesi ve yüzdesi gerçekten önemlidir.