İngiltere merkezli örgütten yapılan açıklamada, Gazze’de yarı çıplak alıkonulan Filistinlilere ilişkin görüntüler hatırlatılarak, bu kişilerin akıbetinin bilinmemesinin derin kaygıya neden olduğu vurgulandı.
“İNSANLIK DIŞI VE KÜÇÜLTÜCÜ MUAMELE”
Gazze’nin kuzeyindeki Beyt Lahya’da kaydedilen görüntülerde, alıkonulan kişilere insanlık dışı ve küçültücü muamele yapıldığı belirtilen açıklamada, bu kişilere ilişkin son durumun bilinmediğine işaret edildi.
İsrail’e girme izni bulunan bazı Gazzeli Filistinlilerin kayıp olduğuna ilişkin raporlara da değinilen açıklamada, “İsrail makamları, 2’si İsrail’e girme izni bulunan Gazzeli olmak üzere en az 6 Filistinlinin gözaltında öldüğünü doğruladı.” ifadesi kullanıldı.
“TUTUKLANMALARIN YASAL GEREKÇELERİNİN AÇIKLANMASI REDDEDİLİYOR”
Açıklamada, Nidal al-Waheidi ve Haitham Abdelwahed isimli iki gazetecinin, en son 7 Ekim’de alıkonuldukları sırada görüldüğü aktarılarak, “O tarihten bu yana İsrail makamları, zorla kaybetme anlamına gelecek şekilde ikilinin nerede olduğunu ve tutuklanmalarının yasal gerekçelerini açıklamayı reddediyor.” ifadesine yer verildi.
Gazze’de soyulup yere yatırılarak alıkonulanlara ilişkin görüntülerin Af Örgütünce doğrulandığı da vurgulanan açıklamada, bu görüntülerin, gözaltına alınanların akıbetine ilişkin endişeleri artırdığına işaret edildi.
“HİÇBİR ŞEY ALIKONULAN ŞAHISLARI KASTEN KÜÇÜK DÜŞÜRMEYİ HAKLI ÇIKARAMAZ”
Açıklamada değerlendirmelerine yer verilen Uluslararası Af Örgütü Orta Doğu ve Kuzey Afrika Direktörü Heba Morayef, Filistinlilerin, İsrail güçlerince toplu halde zorla kaybedilmesi vakalarının incelendiğini bildirdi.
Morayef, “İsrail, zorla kaybedilen al-Waheidi ve Abdelwahed dahil 7 Ekim’den bu yana alıkonulan herkesin akıbetini ve nerede olduğunu açıklamalı. İsrail güçleri, alıkoyma gerekçelerini sunmalı ve özellikle birbirleriyle ve dünyayla iletişim kurması engellenen Gazzelilere, alıkonulan yakınlarıyla ilgili bilgi vermeli.” açıklamasında bulundu.
Alıkonulanlara insanca davranılması ve adil yargılanma hakkı tanınması gerektiğine dikkati çeken Morayef, şöyle devam etti: “Keyfi şekilde gözaltına alınanlar, serbest bırakılmalıdır. İsrail’in gerçekleştirilen ihlallere ilişkin dehşet verici bir cezasızlık geçmişi olması, Gazze’deki Filistinlilere yönelik işkence ve kötü muameleyle ilgili raporlar hakkında bağımsız ve etkili bir soruşturmaya ihtiyaç duyulduğunun da altını çiziyor.”
Çıplak şekilde aramalarla ilgili “Hiçbir şey alıkonulan şahısları kasten küçük düşürmeyi haklı çıkaramaz.” ifadesini kullanan Morayef, herhangi bir suça karışmış olsa dahi kimsenin bu muameleyi hak etmediğini vurguladı.
“İNSAN ONURUNA YÖNELİK SALDIRILAR SAVAŞ SUÇUDUR”
Morayef, şunları kaydetti: “Savaş ortamında ve işgalde işlenen insanlık dışı muamele, işkence, zorla kaybetme uygulamaları ve insan onuruna yönelik saldırılar savaş suçudur. Sivillere yönelik sistematik ve yaygın bir saldırının parçası olduğunda ise insanlığa karşı suçtur. Gazze’deki görüntülerin, uluslararası alanda kınanması gerekir.
Uluslararası hukuk kapsamında daha fazla işkence, zorla kaybetme ve diğer suçların önlenmesi için acil soruşturma açılmalı ve gerekli tedbirler alınmalıdır. Dünya, bu tür eylemlerin normalleşmesini insanlığa hakaret olarak kabul etmelidir.”
İSRAİLLİ GAZETECİ ‘İSRAİL KENDİSİNİ AŞAĞILIYOR’ DEMİŞTİ
İsrail’de çok sayıda gazeteci, resmi yetkili ve sosyal medyada etkin isimler, Gazze’de yarı çıplak halde alıkonulan Filistinli erkeklerin görüntülerini, “teslim olan Hamas savaşçıları” biçiminde paylaşmıştı.
Uluslararası basın da benzer şekilde, İsrail’den gelen bilgileri, “İsrail ordusu, Hamas savaşçılarını yakaladı.” şeklinde okuyucularına duyurmuştu.
İsrail’e bağlı Kudüs Belediye Başkanı Yardımcısı Arieh King, X sosyal medya hesabından, İsrail ordusunun Gazze’de alıkoyduğu silahsız insanların fotoğrafını paylaşarak, onlar için “İnsan değiller” ve “Müslüman Naziler” ifadelerini kullanmıştı.
İsrail’deki Haaretz gazetesi yazarı Gideon Levy ise “Gazze’yi her yönüyle aşağılamaya çalışarak İsrail kendisini aşağılıyor” başlıklı makalesinde, bu fotoğrafları eleştirmişti.
Levy, “Filistinlileri herkesin görmesi için aşağılamak adına adice yöntemlere başvuracak kadar yönümüzü kaybettiğimizin harika bir örneği olamaz.” değerlendirmesinde bulunmuştu.