Fenerbahçe kendi evinde rahat bir maç oynadı ve ezeli rakibi Beşiktaş karşısında 2-0 öne geçti. Cenk Tosun’un sonlara doğru yapmaya çalıştığı hamle ise sadece skoru 2-1 olarak değiştirdi. Kanarya, zirve takibini sürdürdü.
Fenerbahçe için ‘Kara Nisan’ yaşandı desek yeridir… Sarı lacivertliler önce Süper Kupa finaline U-19 Takımı ile çıkıp sahadan çekildi. Ardından UEFA Konferans Ligi Çeyrek Finali’nde kendi adıma faturayı net bir şekilde kestiğim teknik direktör İsmail Kartal’ın hatalı hamlelerinden ötürü Olympiakos’a elenildi… Bir de üstüne geçtiğimiz hafta ligdeki şampiyonluk yarışında büyük bir darbe alındı.
Kanarya, Sivasspor deplasmanında haksız bir son dakika penaltısının verilmesiyle rakibi ile 2-2 berabere kaldı ve neredeyse lig mücadelesine de havlu attı. Dün Galatasaray, Adana Demirspor’u deplasmanda 3-0’la geçince aradaki puan farkı maç fazlasıyla da olsa iyice açıldı.
O PARMAĞI KENDİLERİNE DE GÖSTERİYORLAR
Sarı lacivertli camianın umutları bu sezon da futbol branşı özelinde gölgeleniyor. Diğer branşlarda elde edilen üst üste başarılar sonrası yönetimin dönüp kendine net bir şekilde sorması gerekiyor; “Biz baştan sona neyi yanlış yapıyoruz?”
Çünkü hayatta konu ne olursa olsun ilk önce ana kaynağa bakmak gerekiyor. Yönetim ve teknik heyet burada kendilerinden kaynaklanan sorunları kabul etmeyip de oyunculara, rakiplere, hakemlere -her ne kadar haklı olsalar da- sürekli bir parmak gösterirken onu aslında kendisine de gösterdiğini bilmeli.
3 KİŞİ YOKTU AMA ZAJC ZATEN HEP EKSİKTİ!
İşte böyle bir atmosferde girildi 34. hafta derbisine… Diğer yanda sezon başından beri yaşadığı yönetim zafiyetleri ile uğraşan Beşiktaş, sürekli teknik direktör değiştirmekten bunalan oyuncu grubuyla sahada olacaktı. Fenerbahçe’de derbi öncesinde Bonucci, Serdar Aziz ve yokluğu ile varlığı benim gözümde bir olan Miha Zajc yoktu.
Siyah beyazlı takımda ise Serkan Emrecan Terzi, Bakhtiyor Zainutdinov, Tayfur Bingöl ile Demir Ege Tıknaz, zorlu karşılaşmada görev yapamayacaktı. Kadıköy’deki atmosfer yine dolu hissettiriyordu ancak taraftarların içlerindeki bir ekstra gücün ‘çekildiği’ açık bir gerçekti…
İKİ TAKIM DA BİRBİRİNİ ÖLÇÜP TARTTI
Fenerbahçe her zaman olduğu gibi maça evinde baskılı başlamak ve rakibin direncini kırmak için ön alanda etkili olmayı denedi. Beşiktaş ise oyunu biraz daha kendi yarı alanında sahiplenip hızlı hücumlarla fark yaratmaya çabaladı ilk dakikalar boyunca… Yani özetle iki takım da birbirini ölçüp tartarak adım attı yeşil sahaya…
Fenerbahçe sayısal üstünlük ve oyun olarak Beşiktaş’a göre çok dava aktif bir başlangıç yaptı. Sarı lacivertliler rakibi üzerinde baskı kurarak 25. dakikada rakipten bir oyuncunun eksilmesini sağladı.
MAÇIN EN KRİTİK BAŞLANGIÇ OLAYI…
Al Musrati daha yarım saat dolmadan takımını direkt kırmızı kartla eksik bıraktı. Sarı lacivertli ekip, Beşiktaş’ın eksik kalmasıyla istediklerini çok daha rahat uygular bir hâle geldi. Bugün Fenerbahçe’nin başlangıç olarak en çok dikkatimi çeken nokta yüksek pas isabet oranı ve futbolcuların zihinsel olarak sahada bulunmasıydı. Kanarya bunu daha önce yaptığı son karşılaşmalarda yüzde 50 oranda uygulayabilseydi puan bile kaybetmezdi. Dzeko ilk 11’den kesilmiş, yerine Batshuayi sahaya sürülmüştü.
BATSMAN SAHNEYE ÇIKTI!
Nitekim sezonun sürpriz formda isimlerinden Batshuayi 30’da rakibe cezayı kesti. Belçikalı golcü muhteşem gelişen ve Osayi ile başlayan bir atakta Fred’in, “Artık alın da atın!” dediği pasta, Tadic’in asistiyle ağları havalandırdı.
Fenerbahçe’nin bu sezon çok fazla organize ve sürpriz temaslarla golleri oldu ancak bu; hem organizasyon hem de gelişim açısından en şık kolektif imzalarından biri oldu.
BEŞİKTAŞ KALEYE BİLE GİDEMEDİ
Beşiktaş cephesi ise gerek takımdaki eksikleri, gerekse Kadıköy’deki atmosferin de etkisiyle ilk yarıda tek şut deneyip 1 isabet bulabildi.
Fenerbahçe’nin sürekli teknik direktör değiştirmek durumunda kalan ve oyuncuları ortak plan yapmada zorlanan Beşiktaş’ı sürklase etti. İsmail Kartal ve teknik heyetinin karşılaşmaya iyi analizle başladığını söylemek mümkün…
BASİT BİR ATAK BİLE YETTİ…
Öyle ki sarı lacivertliler topla oynama oranında bile rakibine yüzde 69’a, yüzde 31 gibi bir üstünlük kurdu. İkinci devrede oyunun ve topun kontrolünü sağlayan isimler açısından çok bir şey değişmedi, çünkü top yine Fenerbahçe’nin kontrolündeydi.
Üstelik sarı lacivertliler ilk 45’te erkenden İsmail-Krunic ve Becao-Çağlar değişikliklerini yapmamış gibi bir karakter ortaya koyuyordu. Beşiktaş’ın oyunu o kadar bozuldu ki 68’de gelişen yarı-organize Fenerbahçe atağı skoru 2-0 yaptı. İrfan Can Kahveci klasik sol ayakla vuruşunu yapıp, Kartal’ı ikinci kez avladı: 2-0.
CENK TOSUN CEZAYI KESTİ
İyice şarjı tükenen Beşiktaş’a karşı Fenerbahçe; Batshuayi’nin yerine Dzeko’yu oyuna aldı. Karşılaşmada son 15 dakikaya girilirken, sarı lacivertli ekip pasifize ettiği rakibinin gardını yeteri kadar indirmişe benziyordu. Akıllardaki soru, “Beşiktaş’ın 75 dakikadaki etkiden farklı pozitif bir ivmeyi yakalayıp yakalayamayacağı” oldu.
Ancak siyah beyazlılar 82. dakikada Cenk Tosun’la içinde kalan enerjiyi dışarıya bıraktı. Siyah beyazlılar bitim kısa bir süre kala skoru 2-1’e getirmesine rağmen daha fazlası için herhangi bir enerji bulamadı.
RAHAT KAZANDILAR
Sarı lacivertliler son anlara kadar uzun süre oyuna hükmederek top çevirdi. Beşiktaş’ın üstüne gelememesini avantajına kullanan Kanarya rahat bir galibiyet alarak Galatasaray’ı takibini sürdürdü.
Genel olarak ele alacak olursak son dönemlerde Fenerbahçe’nin en rahat oynayıp sonuca gittiği karşılaşmalardan biri olduğunu söylemek mümkün…
